Birkaç haftadır İstanbul’da açık hava ilan panolarında Türkiye İnovasyon ve
Girişimcilik Haftası’nın tanıtımlarını görüyorum. Tanıtımlarda “İ” harfi yerine
ünlem işareti “!” kullanılmış. Acaba bu tercih tanıtımın dikkat çekici olması
için mi yapıldı, yoksa inovatif bir yaklaşım olduğu mu düşünüldü, bilemiyorum? Ama
yaratıcı bir düşünce olduğu kesin. Ekim/2007’de CEO’s Dergisi’nde “İnovasyonun
Yolu İş Zekâsı ile Kesişince” başlıklı yazımda “Yaratıcılıkla karıştırılmasının
aksine inovasyon yenilik anlamına gelir. Yenilik, fakat sıradan yenilik
değil... Yeni fikirlerin ticari yarara dönüşmesi sürecidir.” diye yazmıştım. Üzerinden
10 yıl geçmiş ama inovasyon hala yaratıcılıkla karıştırılıyor.
Peki nedir inovasyon? Neden bir türlü tanımda uzlaşamıyoruz?
Türk Dil Kurumu inovasyonu yenileşim olarak tanımlıyor ve yenileşimi de şöyle
açıklıyor: “Değişen koşullara uyabilmek için toplumsal, kültürel ve yönetimsel
ortamlarda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması, yenilik, inovasyon.”
Konumuz inovasyon ve kariyer seçimi olduğu için ben öncelikle konunun toplumsal
ve kültürel yönünü irdelemek istiyorum. 2010 yılından bu yana profesyonel
kariyer koçu olarak gençlerle çalışıyorum. Eğitim sistemimizde gerçekleştirilen
sık değişikliklere rağmen, digital çağda yetişen gençlerimiz gerçekten
harikalar. Ancak çok azı, kendi potansiyelleri, yaratıcılıkları ve istekleri
doğrultusunda bir kariyer seçebiliyor. Çünkü aileler hala geleneksel yaklaşımla
onları yönlendirmeye çalışıyorlar. Geleneksel yaklaşımda gençlerin yaptığı
işten zevk alıp almaması önem taşımıyor, önemli olan düzenli maaş artışı, rahat
iş, kariyer gelişim fırsatları...
Oysa artık bambaşka bir iş dünyasındayız. Teknoloji baş döndürücü hızla
değişiyor, uzun dönemli planlar artık 3 yıllık yapılıyor, çünkü iş
süreçleri çok kısa. Ve rekabet,
şirketleri zorlamaya başlıyor. Pazarlama stratejisi “farklılaşmak” olmak zorunda. Şirketler artık
yaratıcılığa, esnek çalışma saatlerine, kendi kendini kontrol edebilen
çalışanlara önem veriyorlar. Aslında gençlerin önü çok açık. Bu yeni dünyada kendilerini değiştirenler,
“out-of-box” düşünebilenler, esnek olabilenler kazanıyor. Gençler için ülke
değiştirmek, sektör değiştirmek, yeni bir dil öğrenmek artık çok kolay. İş
güvenliği için kendi dışlarına değil, kendi içlerine bakıyorlar, kendi
yetenekleri ile kendilerini nasıl keşfedeceklerini öğreniyorlar.
Peki gençler istedikleri kadar yenilikçi olsun, aileler onları geleneksel
yaklaşımla kariyer seçimine yönlendirdikçe, yenilikçiliklerini kariyer seçimine
yansıtabilecekler mi? Onun da ötesinde sevmeden yaptıkları bir işte
yenilikçiliklerini kullanabilecekler mi, yoksa mutsuz çalışanlar mı olacaklar?
Gençlerin önünü açmamız, kariyerlerini tutkularına ve yeteneklerine göre
şekillendirmelerine izin vermemiz dileğiyle,
Nuray Akmeriç
Aralık/2017
geri