Geçtiğimiz hafta sonu "Dedemin İnsanları" filmini izledim. Çok ama çok beğendim, filmde bir çok çarpıcı mesaj vardı ama beni en çok etkileyen dedenin dükkanının kapısına koyduğu sandalye oldu.
İzleyenler hatırlayacaklardır; dede öğle yemeğine çıkarken dükkanın önündeki tahta sandalyeyi alıp oturulacak yeri dükkanın içine bakacak şekilde kapının içine koyuyor. Torunu kapıyı neden kilitlemediğini sorduğunda ise, "gelenler yakında olduğumuzu anlasınlar, hem kapı kilitlenmez komşulara ayıp olur" diyor. Sözler tam tamına böyle olmayabilir, bunlar benim aklımda kalanlar.
Filmden çıktığımda ilk düşündüğüm şey, biz ne zaman ve nasıl birbirimize böyle güvenmez olduk oldu. Alt tarafı film otuz yıl öncesini anlatıyor. Otuz yıl önce dükkanın kapısını kilitlemeden öğle yemeğine giden esnaftan, otuz yıl sonra depremde evi yağmalanmasın diye evlerinin önünde nöbet tutan insana nasıl dönüştük.
Çocukluğumda benzer bir olayı ben de yaşamıştım. Babamın yazıhanesi evimizin altındaydı, babam sık sık eve çıkardı. Bir öğleden sonra biz evde yokken yine eve gelmiş, hem aşağıdaki giriş kapısını, hem de birinci kattaki evin kapısını ardına kadar açık bırakıp aşağı inmiş. Akşam üzeri annem, ablam ve ben eve geldiğimizde kapımızın açık olduğunu gördük. Ablamın ve benim acaba eve birisi girmiş midir diye çocukluk endişesi yaşadığımızı hayal meyal hatırlıyorum, ama annem ve babamın çok sakin olduğu, hiç bir şey olmadığından emin eve girdikleri, içeri girdikten sonra da acaba bir şey olmuş mudur diye etrafa bakma ihtiyacı bile duymadıkları dün gibi aklımda. Bu da yaklaşık kırk yıl önceydi.
Aynı soruyu tekrar soruyorum kendime, biz ne zaman ve nasıl böyle güvensiz olduk birbirimize. Sadece kapı kilitleme konusunda değil, her konuda. Kimse kimseye güvenmiyor; eşler birbirine, çalışanlar yöneticilerine, vatandaş devlete, öğrenci öğretmene...
Açıkcası sorduğum sorunun yanıtını henüz tam olarak bulabilmiş değilim. Aslında yanıtı Mevlanâ şu dizelerinde vermiş, galiba önemli olan onu içselleştirebilmek;
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
Kapılarımızı kilitlememize gerek kalmayacağı günlere yeniden kavuşmak dileğiyle,
Nuray Akmeriç
geri