Son dönemde telekomünikasyon şirketleri arasında kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. Türk Telekom'un özelleştirilmesi ve ardından gelen yatırımlar, numara taşınabilirliği konusunun sektöre getirdiği kaçınılmaz rekabet... Tüm bu gelişmeler sektördeki oyuncuların pazarlama planlarını yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor. Bunların yanı sıra, telekomünikasyon şirketlerinin tek rakiplerinin kendileri olmadığı, sektör dışı oyuncuların da tehdidi altında bulundukları da bir gerçek. Ayrıca artık, internet gibi, ana işlevlerinden biri iletişim olan yadsınamaz bir mecra var. VoIP teknolojisinin hızla yayıldığı günümüzde, telekomünikasyon şirketlerinin mevcut müşterilerini ellerinde tutmak ve portföylerine yenilerini ekleyerek kârlılıklarını artırmak için ekstra çabaya ihtiyaçları var. VoIP uygulamaları, geleneksel telekomünikasyon sektörünün geleneksel gelirlerini rafa kaldıracak konuma gelmiş durumda. Telekomünikasyon sektörü bu sorunları aşacak şekilde değişim geçirmezse ciddi bir darbe alacak ve ayakta kalmakta zorlanacak. Ancak değişime açık olan ve mevcut pazar koşullarına uyum sağlayanlar yaşamlarını sürdürebilecek. Bu durumda, içinde bulunduğumuz ileri teknoloji çağında, şirketlerin sahip oldukları zekâ kritik bir rol oynuyor.
Hele ki hala geleneksel telekomünikasyon hizmeti sunan şirketler için durum daha da kritik. Bu şirketler, sundukları içerik ve hizmetlerden para kazanmak durumunda. Bu noktada veri ve veri kalitesi son derece önemli rol oynuyor. Verilerini analiz edemeyen şirketler büyük bir sorunla karşı karşıya kalıyor. Çünkü ellerindeki verilerin tümü değişik BT kaynaklarında saklanıyor. Oysa ki sadece telekomünikasyon şirketlerinin değil, tüm şirketlerin en önemli hazinesi ellerindeki veri ve bu verinin kalitesi...
İş Zekâsı çözümlerinin bu noktada yaptığı en kritik iş bütün veriyi bir araya getirmek, verilerin doğru kalitede ve birbiriyle entegre olmalarını sağlamak. Daha sonra da İş Zekâsı ve Analitik uygulamalar ile neyin olup bittiğinin anlaşılmasına yardımcı olmak. Ancak bu yolla doğru insana doğru hizmet sunulabilir, müşteriler daha iyi tanınabilir ve hangi müşteriye hangi hizmetin sunulabileceği öngörülebilir. Bu da müşteri memnuniyetinin dolayısıyla da kârlılığın artmasına neden olur. Daha da özetle İş Zekâsı çözümleri sektörün geleceğe bakmasına yarıyor, tahminler ve modellemeler yaparak şirketlerin mevcut durumlarına uygun yaklaşım geliştirmesini sağlıyor.
Diğer bir önemli nokta da telekomünikasyon şirketlerinin pazarlama ve finans departmanları arasındaki uyum. İş Zekâsı çözümleri, pazarlama departmanları tarafından geliştirilen fikirlerin şirkete ne kadar maddi dönüş sağlayacağının belirlenmesine de yardımcı oluyor. Böylelikle şirketler, yapacakları kampanyaların kendilerine ne kadar kârla geri döneceğini, yapmaya değip değmeyeceğini baştan öğrenmiş oluyor. Müşterilerin beklentilerini, neye ihtiyaç duyduklarını, ne tepki vereceklerini sorgulamadan yapılan kampanyalar ne yazık ki büyük bir hüsranla sonuçlanıyor. İşte İş Zekâsı çözümleri burada da devreye girerek telekomünikasyon şirketlerinin hangi fiyat aralıkları ile kârlılığa ulaşabileceğinden tutun da hangi müşterinin hizmeti ne şekilde kullanma eğiliminde olduğuna kadar tüm verileri netlikle karar vericilerin önüne döküyor. Tüm bu çabalar da hem bizlere hem de şirkete "kazandıran" hizmetler olarak geri dönüyor.
Bu duruma en basit örnek eminim çoğunuzun başına gelmiştir. X telekomünikasyon şirketinden sizi ararlar ya da çeşitli pazarlama araçları ile size ulaşarak şunu önerirler "Değerli abonemiz siz x tarifesinden konuşarak her ay bize x birim fatura ödüyorsunuz. Oysa ki yeni oluşturduğumuz x tarifesine geçerseniz faturalarınızda şu oranda düşüş olacak". Tabi ki bu öneriyi kabul edersiniz. Hem siz memnun olursunuz hem de telekomünikasyon şirketiniz memnun olur, sizi rakibine kaptırmaktan kurtulur.
Analistlere göre, önümüzdeki yıl, tüm Dünya'da telekomünikasyon endüstrisi alt yapı ve sistem yatırımı olarak 270 milyar dolar harcayacak. Eğer bu yatırımlar doğru yönlendirilmezse 2001 yılında yaşanana benzer bir telekomünikasyon çöküşü yaşayabiliriz. Verizon gibi öncü şirketler öncelikli olarak ağlarını yönetmeye başlamak ve planlamak için İş Zekâsı çözümlerine yatırım yapıyorlar. Çünkü sadece müşterilerini ve pazarlama aktivitelerini yönetmenin yeterli olmayacağını, aynı zamanda varlıklarını yönetmek için de İş Zekâsı çözümlerine ihtiyaçları olduğunu biliyorlar.
Kısaca toparlamak gerekirse; telekomünikasyon sektörü içinde bulunması pahalı bir sektör. Sektörde ayakta kalmanın yolu da oyuncuların sürekli kendilerini, iş süreçlerini, teknolojilerini, satışlarını, stratejilerini sorgulamaları. Başka bir deyişle İş Zekâsı'na sahip olmaları...
“CEO’s Dergisi Ocak/2008 sayısında yayınlanmıştır."