1998 yılında Northeastern Üniversitesi'nde öğrenci olan 18 yaşındaki Shawn Fanning, internetten istediği MP3'lere ve diğer müzik dosyalarına ulaşamayınca kendi paylaşım sitesini kurmaya karar verdi. Napster adını verdiği yazılımı yükleyen herkes, bilgisayarında bulunan müzik dosyalarını Dünya'nın her yerinden üyelerle paylaşabiliyordu. Ancak sadece birkaç ay içinde müzik şirketleri deliye dönmeye başladı. Bu yeni teknolojiyi benimsemeye çalışmaktansa, hem üyelere hem de Napster'a dava açmayı tercih ettiler. 2001 yılında başarılı oldular ve yaklaşık 14 milyon üyesi olan site kapatıldı.
Bugün baktığımızda, geçen 10 yıla rağmen, birçok müzik şirketinin bir yandan rakipleri, bir yandan da değişen teknoloji ile mücadele etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Şu anda görünen o ki önde olan yine teknoloji ve teknolojiye yatırım yapan firmalar. Ülkemizde de TTnet ve Powerturk gibi öncü kuruluşlar, teknolojiden yararlanıp müzikleri internet üzerinden paylaşıma açarak son dönemde rakiplerinden farklılaşıyor, müşteri ve dinleyicilerin takdirini kazanıyorlar.
Müzik gibi farklı bir alandan örnekle başladık, çünkü iş hayatındaki en önemli unsurlardan biri olan ve şirketleri diğerlerinden farklılaştıran teknoloji, artık her iş dalında önemli bir etkiye sahip. Artık kamudan sigortaya, finanstan sağlığa ve eğitime kadar her sektörde teknolojiyi iyi ve doğru kullanan firmalar kendilerini ve müşterilerini daha iyi tanıyor, yaptıkları işe önemli katkılar sağlıyorlar.
İş hayatında rekabet sürekli ve bu süreçte momentumu yakalamak düzenli teknoloji yatırımı gerektiriyor. Şirketler için başarının yolu, mevcut iş modelleri ve uygulamaları ile teknolojik yeteneklerini aynı düzeyde tutmaktan geçiyor. Yoksa günümüz koşullarında olumsuz sonuçlarla karşılaşmaları kaçınılmaz. Teknolojik değişimlere ve ilerlemelere ayak uydurmadıkları sürece Dünya'nın en eski ve köklü şirketleri bile kan kaybediyor. Örneğin, 240 yıllık geçmişe sahip olan ansiklopedi şirketi "Encyclopædia Britannica", Microsoft'un 1990'ların başında çıkardığı ansiklopedik CD Encarta ile başa çıkamayınca, iflasın eşiğine geldi. Şirket çareyi online bir ansiklopedi oluşturmakta buldu.
Bugün artık tüm kuruluşlar teknolojik kaynaklara sahip. Bu noktada teknolojiyi "etkin" kullanmak ve teknolojiyi fark yaratmak için doğru biçimde yönetmek de önem kazanıyor. Teknolojik yatırımlarını düzenli olarak denetleyen yöneticiler kuruluşlarının kapasitesini fark edip, gerekli teknoloji inovasyonunu yapabiliyorlar.
Teknolojiye doğru yatırımı yapan yöneticiler şu 3 soruyu soranlardır:
• Bu yatırım yeni pazarlar elde etmemize yardımcı olacak mı?
• Yeni bir pazara girerken karşılaşacağımız engelleri azaltır mı?
• Teknoloji iş süreçlerimizi daha hızlı, kuruluşumuzu daha zeki yapabilir mi?
Teknolojiye yapılacak en doğru yatırımlardan biri, kuşkusuz kurumların müşterilerini en doğru biçimde tanıyıp, beklentilerine en doğru ve hızlı biçimde yanıt vermelerine olanak tanıyan yenilikçi iş çözümleri yazılımları. Bu çözümlere yapılan yatırım, kuruluşların müşteri sadakatini artırmasını ve mevcut müşterilerine yeni yollarla ulaşabilmelerini sağlarken, yeni müşteriler elde etmeyi ve çapraz satış gibi farklı ve yeni satış imkânları yaratmayı da mümkün hale getiriyor. Böylelikle firmalar, hem yaptıkları yatırımın, hem de harcadıkları çabanın karşılığını hızlı biçimde alabiliyorlar.
“CEO’s Dergisi Mart/2008 sayısında yayınlanmıştır."