Doğada insanoğlunu diğerlerinden ayıran en önemli fark "zekâ"sıdır. Fiziksel ya da düşünsel yetersizliklerini zekâsıyla avantaja dönüştürebilme yeteneğidir aslında. Sincaplar zor anlar için toprağın altına gömdükleri cevizleri ikinci arayışlarında asla bulamazlar. Yeni doğan zürafalar tam 3 metre aşağıya düşerek dünya ile tanışırlar ve bunun önüne geçemezler. Japon balıklarının sadece 3 saniyelik hafızaları vardır. Köstebekler hayatları boyunca çevreye verdikleri zararı bilmeden toprağın altında ilerlerler. Yukarı çıkmak için ise yüzlerce delik açarlar. Hamster'lar hayatları boyunca oldukları yerde koşarlar. İstediklere yere asla ulaşamazlar. Dişi uskumrular bir seferde yarım milyon yumurta bırakabilirler ancak ilişki kurmak adına ne yeterince zamanları ne de enerjileri kalır. Domuzlar asla gökyüzüne bakmayı beceremezler, bu nedenle büyük resmi hiçbir zaman bilemezler. Yabani koçlar boynuzları düşene kadar kafa tokuştururlar. Ama asla karşı tarafı yenmek için başka bir yol olup olmadığını sorgulayamazlar.
İşte insanoğlu başkaları için içinden çıkılmaz gibi görünen eksikleri çözme yeteneği ile farklılaşır. Bir noktadan bir noktaya daha hızlı gitmek için araç geliştirir. Kendisinin hesaplayamadığı problemleri çözmesi için bilgisayarı keşfeder. Mevcut zekâsını kat be kat artırmak için yazılımlar üretir. İşte konumuz da tam bu noktada başlıyor. İnsanoğlunun yeni yüzyıldaki en büyük mücadelesi aslında zaman ile... Karar vermek ve uygulamaya geçmek için zamanı en verimli kullananlar rekabette başarılı oluyor.
Günümüz işletmelerinde zamanı en verimli kullanmanın yolu da insanlardan geçiyor. İşletmeler kendi içlerinde kolektif düşünebiliyor ve harekete geçebiliyorlar ise başarılı oluyorlar. İşletmeleri yöneten liderlerin görevi bu kolektif bütünlüğü kurumun her katmanına yayabilmesi. Peki bunu gerçekleştirmek için insanoğlunun günümüz dünyasındaki keşfi nedir? En basit ifade ile işletme zekâsı. Düne kadar şirketlerin bilgi hafızaları kapalı kapılar ardında saklanırdı, sadece yetkin kişiler görebilir ve bu bilgilerle stratejiler geliştirmeye çalışırlardı. İnsanoğlu çevresinde gelişmelere paralel olarak bunun da uzun vadede çözüm getirmediğini anladı. Kolektif zekâdan yararlanmanın zaman ve hız için daha etkin bir yol olduğunu keşfetti. Bilgilerini işletmenin her katmanında paylaşma yoluna gitti, her katmanın kendi uzmanlıkları ile analitik düşünceye ulaşmasını sağladı. Liderler her katmanda belirlenmiş stratejileri sadece onaylama ve planlama gibi daha kıvraklık gerektiren role büründü.
Geçmişte tipik bir işletmenin performans yönetimi, finans müdürünün hedefler paralelinde ortaya koyduğu gelir raporları ya da insan kaynakları departmanının çalışan performanslarını değerlendirdiği raporlarla sınırlıydı. Bugün ise büyük resme bakılıyor. Bunu gerçekleştirebilmek ise bilginin departmanlar arası paylaşımında yatıyor. Dışarıda ise müşterilerle iletişimde...
İş yapmak her geçen gün karmaşıklaşıyor. Liderlerin bu karmaşık yapılar içerisinde karar vermesi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Ama insanoğlu depoladığı yiyeceğini tekrar bulamayacak kadar çaresiz değil. Nerede olduğunu görmek için yüzeye defalarca çıkıp bakacak kadar zamanı da yok. Varmak istediği yeri biliyor ve hamster gibi yerinde saymanın çözüm olmadığını görebiliyor. Dişi uskumrular gibi bütün zaman ve enerjisini sonunu getiremeyeceği ilk harekete harcamıyor. Zekâsını kullanıyor, kurumunda zekâsının yetemediği ya da zaman kaybettiği kararlarda işletmesinin o zekâya kavuşmasını sağlıyor. Bunun için teknolojiyi kullanıyor. Dünyada bugün bu teknolojilere şirketler 100 milyarlarca dolar yatırım yapıyor. Çünkü liderler İş Zekâsı'nın günümüz şirketleri için hayati önem taşıdığının artık farkında. Başarının geçmişten ders çıkarmak, bugünü izlemek ve geleceğe ilişkin öngörü kazanmaktan geçtiğinin farkındalar.
Peki ya ötesi? İnsaoğlu zekâsını geliştirmek için yeni araçlar keşfetmeye devam edeceği kesin. Karmaşık iş süreçlerine yanıt veren yazılımları bulmaya, kendisini sadece düşünmeye ve doğru kararı vermeye teşvik edecek çözümlere ulaşmaya devam edecek. Boynuzları düşene kadar rakibi ile kafa tokuşturmak yerine onu alt edecek yeni yollar bulmayı sürdürecek. Çünkü doğada onu ayıran en önemli farklardan bir diğeri büyük resme bakabilme yeteneği. Zekâ için zekâ üretme becerisi...
“CEO’s Dergisi Nisan/2007 sayısında yayınlanmıştır."